annelik bi’ çeşit mazoşizm, hepimiz ruh hastasıyız, yaşasın!
annelik müessesine ait olduğum şu son 4 yılda tek bi’ hayalim vardı; uyumak.
öyle standart bi’ uyku değil ama. tek bi’ ses tanesinin bile olmadığı güzel bi’ otelin odasında, koskocaman yataklı, bembeyaz çarşaflı fışır fışır ses çıkaran yumuşacık bi’ yorganın ve yastığın içine gömülerek saatlerce ayı gibi uyumak. ben bunu senelerce düşledim. sorsanız bir çok annenin kendi kendine kalıp sessizliğin tadını çıkarabildiği benzer bi’ hayali vardır, çok eminim.
bu hayalime iş gezisi vesilesiyle bu haftasonu kavuştum. bütün koşullar uygundu. deniz manzaralı efil efil bi’ oda, kocaman bi’ yatak, sessizlik.
ve…
uyuyamadım.
hiç.
yanımda uyuması gereken eşek sıpası yanımda olmadığı için, ağzımda olması gereken ayağı ağzımda olmadığı için, gecenin körü suratıma “laaaaps” diye çarpan küçücük bi’ el olmadığı için, uykusunda kendi yaptığı pırta gülümsediğini göremediğim için uyuyamadım.
annelik bi’ çeşit mazoşizm. hepimiz ruh hastasıyız, yaşasın! ağzımda yüzümde ayakla uyumaktan falan hoşlanıyorum demek ki, yapacak bi’ şey yok.
gideyim de biraz daha otel odasında ayı gibi uyuduğumu hayal edeyim, o hayal olarak güzelmiş.
gerçekler ise ağzımda küçük bi’ ayakla uyurken daha güzel.