“herkese ödül var” kuşağı
Ebeveynler duyguları incinmesin diye çocuklarının yaptıkları en küçük şeyi, her küçük şeyi, gereksiz yere ödüllendirdiler. 1980’lerden beri Amerikalı çocukların ellerinde katılım sebebiyle verilmiş rozetler, sertifikalar, kurdeleler ve kupalar var. Sanki şöyle bir görünmek bile ödüllendirilmesi gereken bir başarıymış gibi…
Çocukları her şey için övgüye boğuyoruz. Çizdiği çöp adam için “Mükemmel!” dediğimiz miniklerden tutun da elindeki beyzbol sopasını sallayıp tutturamadığı halde “İyi iş dostum!” övgüsünü duyan çocuklara kadar… Yaptıkları olağanüstü bir şey olmasa da “Tebrikler ayakkabı giymişsin” veya kinayeli bir “Bravo, Billy’ye vurmadın” diyerek onları her adımda alkışlıyoruz. Bu sadece koşulsuz sevgimizi gösterme yolumuz mu? Bazıları öyle düşünüyor. Başkalarıysa bunun çocuklarda başarılı olmak için gereken şeylerle ilgili yanlış anlaşılmalara yol açtığına ve gelecekte işyerinde hep bir takdir ve terfi hakkına sahiplermiş gibi düşünmelerine neden olduğuna inanıyor.
2013’te çıkan, Amerikalı çocukların başka ülkelerdeki yaşıtlarına kıyasla akademik başarılarını inceleyen The Smartest Kids kitabının yazarı Amanda Ripley “özgüven hareketi” olarak da bilinen herkese ödül hareketinin akademik başarıyı engellediğini ve Amerikalı çocukların testlerdeki kötü sonuçlarının nedeni olduğunu düşünüyor. 1980’lerde “Amerikalı ebeveynler ve öğretmenler çocukların özgüvenlerini rekabetten (ve gerçeklerden) korunması gerektiği konusunda baskı altında kalmıştı.” Sonuç ise psikolog Hara Estroff Marano’nun “aşındırıcı ebeveynliğe” karşı yakarışlarında tarif ettiği gibi bir “korkaklar milleti”. (Bir Yetişkin Yaratmak – Julie Lythcott Haims)