“hiçbir yetişkine kendisini asla kırmayacağımıza ya da ilişkimizi bitirmeyeceğimize dair söz vermedik…”
ebeveyn şiddeti kötü bir şey ama şiddetten çok daha kötü olan bir şey var: bir “üçüncü tekil şahsın” çocuğumuza gösterdiği şiddete sessiz kalmamız. o zaman şunu kazımış oluyoruz çocuğumuzun zihnine: beni unut, tek başınasın! ben sana bu tavrı gösteren kişiye haddini bildiremeyecek kadar aciz bir insanım.
ekşi sözlük yazarlarından moon grass yazmıştı bu satırları ihanet başlığına. yazımın başlığına alıntıladığım ifadesini zihinlerinize kazıyın. kimseye verilmiş bir sözümüz yok!
elbette her biri acıdır ve acıtır ancak yine de en çok yaralayanı ebeveynler tarafından çocuklarına yapılanı bence.
bir yakınımın çocuğuna -olaya şahit olan tüm yetişkinlerin belirttiği üzere- dayısı yok yere* tokat atıyor ve annesi çocuğunu alıp ortamdan uzaklaştırıyor.
ortamdaki aile büyükleri üzüntülerinden ya ağlıyorlar ya da yüzleri düşüyor ama kimse 35-40 yaşlarındaki dayıya adam akıllı çıkışmıyor bile.
bu olayın yaşandığı gün cennet gibi koyları gezmiş, bu çocuğa, yaşananlardan hiç haberim olmadan, gününün ne kadar güzel geçmiş olabileceğine dair bir yorumda bulundum ve çocuğun bana gününün neden çok kötü geçtiğini gözleri dolarak anlatması karşısında hem şok oldum, hem de mahvoldum.
“birisi benim vücuduma benden izinsiz ve hiç de hoşlanmayacağım şekilde temas ediyor ve beni ne kadar sevdiğini söyleyen insanlardan biri de çıkıp beni insan gibi savunmuyor. annem bile savunmuyor. annem. dünyada yapayalnızmışım, kimse beni korumazmış gibi hissediyorum. belki yarın daha beteri yaşanacak ve o zaman da kimse benim yanımda durmayacak, dünya ne kadar da korkunç bir yer. ben kime güveneceğim? benim kimim var? isteyen bana istediği gibi şiddet uygulayabilir ve kimse beni savunmaz mi? annem beni seviyor, yaşamak için bu kabule ihtiyacım var. demek ki ben çok kötü bir çocuğum, zaten şunları şunları yaparak da annemi üzmüştüm, ben bunları hakettim.”
içinde her çeşit şiddetin yer aldığı, kendini kötü şeylere layık görme duygusunun ileriki yaşlarda ne gibi sonuçlar doğurduğunu biliyoruz değil mi?
her ilişkide sınırlar vardır; çocuğumuzla da, annemizle de, eşimizle de. çocuğumuz söz konusu ise o sınır geri kalan her şey ve çocuğumuz arasındadır. bırakın, kırılan kırılsın, dökülen dökülsün.
hiçbir yetişkine kendisini asla kırmayacağımıza ya da ilişkimizi bitirmeyeceğimize dair söz vermedik ama ebeveyn olma hali, içinde pek çok söz barındırıyor.
* şiddet hiçbir şekilde kabul edilemez. şiddetin yok yeresi, var yeresi yoktur. hiçbir insan, hiçbir çocuk, kendisinden fiziksel olarak daha güçlü olma avantajı kullanılarak istismar edilemez. yazdığım şey böyle anlaşılmasın.