alıntı

“bizler bu karabasana son vermek için varlığımızın her zerresiyle çaba göstermek zorundayız.”

barry sanders’tan okuryazarlık üzerine sözler… sanders bu satırları yazdığında yıl 1994’tü. kişisel bilgisayarlar sınırlı sayıda insanın evinde yeni yeni yerini almaya başlamıştı, windows 95’in çıkmasına bir yıl, ekşi sözlük’e ilk entry’lerin girilmesine 5 yıl, zuckerberg’in üniversitedeki kızları the facebook üzerinden puanlatmasına 13 yıl vardı (yani sosyal medya, dolayısıyla gösteri ve gösteriş imparatorluğu yoktu). tüm bunlar yokken sanders okuryazarlığa giden yolu “tıkalı” olarak ifade ediyordu. şimdiye dair ne düşünüyor acaba? sözlerini bulursam paylaşacağım.

“Bizler bu karabasana son vermek için varlığımızın her zerresiyle çaba göstermek zorundayız. Çözüm, benliği yeniden yakalamakla başlar. Bu yalnızca okulların ve öğretmenlerin yapabileceği bir şey değildir. Okuryazarlık toplumsal bir girişimdir ve başarılı olabilmesi için okuryazarlığın ne olduğunun yeniden tanımlanması ve okuryazarlığın sağlanabilmesi için uygun bir strateji geliştirilmesi gerekmektedir. Okuryazarlığa geçen her insan ya da topluluk, öncelikle sözlü dünyanın içinde bir okuma yazma temeli oluşturur. Sözellik okuryazarlığı destekler, onu şekillendirmek için gerekli itici gücü sağlar. Kişinin sözellikte edindiği beceriler çok önemlidir çünkü okuryazarlık kağıda geçirilmiş söz olmanın çok ötesinde bir şeydir. Okuryazarlık bir ilişkiler ve yapılar demetidir, insanın içselleştirerek deneyimlerine aktardığı devingen bir sistemdir. Bir kimsenin sözellikteki başarısı okuryazarlığı “benimsemesinde” de belirleyici olacaktır. Okuryazarlığa giden yol, yeni doğmuş bir bebeğin ilk hareketinde, nefes almada yatar.

İnsan sesi bir çığlık halinde yazılı kültürün yolunu gösterir. Ancak bu yol tıkalı. Televizyondan sinemaya, plaklardan CD’lere, bilgisayarlara, video oyunlarına kadar uzanan, aklınıza gelebilecek her türlü elektronik aygıtla tıkanmış durumda. Öğretmenler ve anne babalar, çocukları okuryazar insanlar olarak yetiştirmeye başlamadan önce onları birer sözlü kültür varlığı haline getirmeliler.”

bu yazıyı paylaş: